Muəllif:

Vicdan

Her maç öncesi, «Sen yoksun ya Ömer, adalete hasret kaldık demeyiz inşallah» sözü gelir aklıma. Yıllardır hasrettir insanoğlu çünkü.. Hakemlerin verdiği kararlar, kara bir mizah gibidir çoğu.. Qolunuz iptal edilir, haksız fauller yersiniz. Yani sahada haksızlığa uğrarsınız. Hataların tillahı yapılır! Portakalın kabuğu gibi acı gelir size.. Buna, normal hayatta, bireylere, ailelere, topluluklara, kitlelere, hatta ülkelere yapılan haksızlıklar dahildir.. Toplum adına «karar vericiler» vicdanları sızlatır kimi zaman!!
Bireyler ve ya topluluklar arasında «Adil» olması gereken kişilere «Vicdan!» lazımdır! Ama kalplerinin içinde o yoksa zaten ortada zalimlik vardır! İşte bu yüzden, en zoru ve en ağırı nedir biliyor musunuz? «Vicdan Sofrasıdır» onun adı… Ve «Vicdan Sofrası»na oturmak, o kadar ağır bir sorumluluktur ki.. Orada hesap vereceğin çok şey vardır «Tabakların» üstünde.. Her bir «Tabağın ağırlığı» çok fazladır.. Yakar adamı, yakar ki ne feci yakar.. İyi, kötü, yanlış yaptıkların, hakkının geçtikleri; hepsi ama hepsi, karşındadır senin..!!
Ama en kötüsü «Kul hakkı yemektir..»!! «Vicdan ve vicdansızlık» arasındaki en büyük mahkeme de orasıdır..
Çünkü; «VİCDAN, insanın içindeki TANRInın ARKADAŞIDIR…»
xxx
Bunu da anımsamakta fayda var..
Çünkü, BEŞİKTAŞLI UNUTMAZ,AŞAĞIDAKİ HATIRLATMAYI!
Eski yıllardan beri oynanır Beşiktaş üzerine oyunlar! «Karanlıklar Prensleri» devreye girer.. Beşiktaşın önünü kesmek için her türlü filmi çevirirler.. Bu oyunun adı, «Kirli oyundur»! Belki de bu yüzden Beşiktaş taraftarı haksızlıklara boyun eğmeyen insanlardan oluşur..
Bu yıl da her türlü «Ali Cengiz» oyununu oynadılar.. Şimdi şu son Kasımpaşa-Beşiktaş maçında olana bakın hele! UEFA As Başkanı Şenes Erzik bile ötelerden isyan etti. Donkun pozisyonu için «UTANIYORUM» dedi.. Bile bile yalan tutanak tutmaktan utanmaz mı insan!? Düdük çalınmadığı halde «düdük çaldı» demek..!! Her Türk çocuğu gibi biz de top oynadık hemşo..! Hakemin düdüğü dudağına götürdüğü nice pozisyonlarda düdük çalmaZZZ!!
«Çalar» diyen YALANCIDIR! Çoğu hakem, «koşma pozisyonunda» bu hareketi yapar zaten. Düdüğü ağzına götürür ve koşar ama ÇALMAAZZZ..!! Dolayısıyla, kendini kurtarmak için kelimelere sığınmak ahlak olmamalıdır..
Oysa itiraf etmek de bir erdemdir.. Dev gibi bir yürek istemez.. Adamlık ister sadece.. Erkek gibi, adam gibi, gerçeği ama sadece gerçeği anlatmaktır bunun adı!
Tahkim Kuruluna bir çift lafım var şimdi! O maç iptalini ahlak, vicdan ve adalet adına kabul etmelisiniz.. Yoksa.. Açık açık yazan kurallara rağmen iptal edilmezse «Ahlak Tarihine» kötü bir örnek olarak geçeceksiniz ne yazık ki!
Şunu kimse unutmasın: «Eğer gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse, o topraklarda güneş batıyor demektir!» Maalesef bu ülkede durum böyledir… Ama bu makus talihi olmamalıdır bu ülkenin de..!
Ne yazık ki Türkiye’de; hakemi de yeneceksin, rakibini de yeneceksin, Karanlıklar Prenslerini de..!!
Şimdi, Bilic geldi gözümün önüne.. Yaralı bir Kartal gibi dönüyordu kendi etrafında.. Oysa, ne hayaller kurmuştur Türkiyeye geldiğinde.. Neler yaşadı neler..
Yarım sezonda da başına gelenler «Pişmiş tavuğun başına gelmedi!» Kendisi de olup bitenleri, dönen dolapları anlamaya çalışıyordur sanırım hala..(!!) Tıpkı, Lucescu gibi..
11 puan öndeyken 4 kırmızı kart gösterdiler.. Gitar mitar çalıyor ya bu adam.. Artık Türkiyeden gittiğinde şair olur, bu yaşadıklarından sonra..!!
Vicdan, adalet ve ahlak isyandaydı her zaman.. Ama hem futbol hem de insanlık adına, artık umudum var benim!
Vicdan bu yüzden kalbin arkadaşıdır.. Ve herkese lazımdır!
Ben CAN; Orhan Can.. En Kalbi Muhabbetlerimle..

Звёзд: 1Звёзд: 2Звёзд: 3Звёзд: 4Звёзд: 5Звёзд: 6Звёзд: 7Звёзд: 8Звёзд: 9Звёзд: 10
Oxunma sayı: 524