Hiç bir spor dalında onda olan yoktur…
Hatta satrançda bile bu kadar «ŞIK», bu kadar «TERCİH» yoktur…
«10 santim öne atsaydım», atsaydı; «10 santim geriye atsaydım, ona değil buna verseydim», verseydi… Bu, binlerce seçenekten sadece 1 örnektir!!! Bu yüzden sahada; her zaman onlarca, yüzlerce kısaca binlerce «ŞIK», SECENEK vardır. Doğru tercih ZAFERİ, yanlış HÜSRANI getirir…
Bu açıdan bakıldığında futbola en yakın olan spor, BASKETBOLDUR!!! (Amerikan futbolunu saymıyorum.) Diğer sporlar seçenekleri azdır. İşte, bu yüzden futbolun içinde, «AHLAR» vardır, «Vahlar» vardır.»Keşkeler» vardır.. «Yaaaa»lar, «Oooooo»lar vardır… PİŞMANLIKLAR, KIZGINLIKLAR, Sevgiler, Aşklar vardır… Taşkınlıklar vardır, şımarıklık vardır… ALKIŞ vardır, alkış!!! Haksızlıklara İSYAN vardır, yanlış kararlara bazen bir tutam KAHKAHA vardır… Kızdırılmak vardır, kışkırtılmak vardır… YARIŞ vardır.!! Tıpkı hayat gibi KAÇIRILAN FIRSATLAR vardır!!! Birlik vardır… Dayanışma vardır.. Vardır oğlu vardır işte!!! «Öyle değil böyle olsa»lar milyonlarca olduğu için her takımın taraftarlardan binlerce antrenörü vardır… ŞANSLAR vardır ŞANSIZLIKLAR vardır… Akıl vardır, akılsızlık vardır, sevinç vardır!!! AŞK vardır, AŞK!!! Ve aşkın olduğu yerde tabii ki, ayrılıklar vardır!!!
«Ben olsammmm» diye başlayan sözler vardır… Bir insanın doğduğu andan ÖLENE KADAR karşısına çıkan her şey felsefe açısından bu sporun içinde vardır… Kısacası hayatın içinde ne varsa, futbolun içinde de O VARDIR!!!
Seneler önce «Beşiktaş neden yeniliyor..?» diye bir yazı yazmıştım… Herkes durarak top oynuyordu. Takımda boş alanlara koşan bir kişi vardı: Sadece 1… O da Nihattı… Oraya gidiyor, buraya koşuyor, pozisyon yaratmaya çalışıyordu. Ama nafileydi… Çünkü bu işi, topsuz alan koşularını bir tek o yapıyordu. Diğerler durdukları yere top istiyorlardı…
Şöyle demiştim: «Diğerleri top durduğum yere gelsin, gelirse vururum qol olur, diye bekliyor. Daha çok beklerle bu kafayla… Rakip oyunçu, ayda yılda bir topu kaçıracak da siz de qol atacaksınız öyle mi?! Bunlarınkı ne demek biliyormusun?! Kız çok güzel olsun, hem bakire olsun, ama paralı da olsun, okumuş da olsun. Bana da ömür boyu baksın… Öyle bir kız bulun da biz de bu yaştan sonra yeniden evlenelim bari…» diye yazmıştım…
Kimse unutmasın ki, kitabın içindekiler değil, kitabın kapağı hatırlanır çoğu zaman.!! Amaaa, diğer takımları tutan medya mensuplarının Beşiktaş ilgisini görünce, insanın «HOŞUNA GELİYOR!!!» Ve aklıma Nesiminin dizeleri geliyor…
«Nesimeye sormuşlar Yarin ila hoş misan?! Hoş olayım olmayayım O yar benim kime ne!!!»
Beşiktaş aşkımız da bizim başkasına ne?! Ah ah, takımlar sahaya çıkarken, Kuzey Batı yönünden yeni yeni doğan DOLUNAY İnönünün üstünde ne güzel olur, bilirmisiniz?!
Bu da ben size armağan olsun.. Şimdi size kendi şiirimi armağan ediyorum..

Dalgaların,

Üstüme üstüme

En çılgınca geldiği günlerde bile

Ben,

Yine,

seni sevdim!!!

Ah ah!

Ne olursa iki dalganın

Arasında olur!!!

En çılgın gecenin

En çılgın kızları hep buradadır..

Ahah,

İlle bakışların..

Bakışların gibisi!!!

En Kalbi Muhabbetlerimle..

Ben CAN; Orhan Can